Ana içeriğe atla

İsim Çekim Ekleri

İsimler, cümle içerisinde farklı anlamları karşılamak üzere ekler alırlar. Aldıkları ekler, fiil çekiminde kullanılan eklerden farklıdır. İsim soylu sözcüklere gelerek onlara cümlede görev ve anlam kazandıran eklere isim çekim ekleri denilmektedir.
1. Çokluk
2. Hal 
3. İyelik
4. İlgi eki
Durum ekleri asıl çekim kategorisini oluşturur. Durum ekleri fiillerle ilişkiyi yansıtırlar. Bazı durum ekleri (belirtme durum eki) cümle yapısına bağlı bir zorunluluktan dolayı kullanılırken bazıları fiilin anlamını daha iyi verebilmek amacıyla cümlede yer alır. Kadın çiçeği suladı gibi bir cümlede belirtme durum eki bir zorunluluktan dolayı yer alır. Çocuklar bahçede oynadı gibi bir cümlede ise bulunma durum eki cümle yapısına ait bir zorunluluktan dolayı değil fiilin anlamına katkı sağlamak için kullanılmıştır.
A. ÇOKLUK EKİ: -LAR,-LER
Asıl işlevi isimlerin sayı bakımından çokluğunu bildirmektir. “Kalemler , çantalar , defterler alındı.
B. HAL EKLERİ:
İsim soylu sözcüklere gelerek onların yüklemle ya da diğer sözcüklerle ilgilerini sağlayan eklerdir. Bunları şu şekilde inceleyebiliriz.
1. – i hal eki (yükleme / belirtme hali)
Evi gördüm.”, “Odunu parçalara ayırdım.” cümlelerinde kullanılan eklerdir. Fiilin neyi etkilediğini gösterir. Fiile sorulan “kimi, neyi” sorularına cevap verir.
Belirtme durum eki fiilin gösterdiği işten etkilenen öğeyi, yani nesneyi gösterir ve biçim bilgisinin söz dizimi ile etkileşiminde en etkili unsurdur. Örneğin, edilgen yapılarda belirtme durum ekli nesne edilgen yapıya geçerken yalın duruma, özne konumuna geçer:
Çocuk oyuncağı kırdı. —-> Oyuncak kırıldı.
Ettirgen yapıda ise farklı bir etkileşim görülür. Etken fiilin öznesi ettirgen yapıda belirtme durum ekli nesneye dönüşür:
Çocuk güldü. —-> Ali çocuğu güldürdü.
2. – e hal eki (yönelme hali)
Eve gitti.” cümlesinde yer bildirir. “Yaza gelecekler.” cümlesinde zaman bildirir; zarf yapar. “Beş bin liraya aldım.” cümlesinde miktar bildirerek zarf yapar. “Başbaşa resim çektirmişler.” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış.
Yönelme durum ekinin yönelme işlevi (Eve vardı.) yanında başka işlevleri de vardır. İki değerli (iki unsur isteyen fiiller) fiillerde dolaylı (indirect) nesne göreviyle kullanılır: Hizmetçiye bir palto vereceğiz. Bu temel işlevlerin yanında amaç (Sınava hazırlanıyor.), fiyat (Bin liraya sattı.) vb. işlevleri de sayılabilir.
Bu ek “ben” ve “sen” şahıs zamirlerine geldiğinde, zamirlerin yapısını değiştirir ve onları “bana”, “sana” şekline çevirir. Bu eki, “Haberi duyunca koşa koşa olay yerine geldi.”, “Elindeki taşları oraya buraya rastgele atıyordu.”, “Saat üçü beş geçe istasyonda buluşacağız.” cümlelerinde altı çizili eklerle karıştırmayalım. “-e” hal eki fiillerin kök ya da gövdelerine eklenmez.
3. – de hal eki (bulunma hali)
Evde bekliyor.” cümlesinde yer bildirir. “Ayakta bekliyor.” cümlesinde durum bildirerek zarf yapmış. “3′te gelecek.” cümlesinde zaman bildirerek zarf yapmış. Fiile bağlanan bulunma durumunun temel işlevi fiilin geçtiği yeri belirtmesidir: Çocuklar evde oynuyor.
Onlar gözde insanlar.” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirmiş ve sıfat yapmış. Elbette bu durumda yapım eki olmuş. “Buralarda saz boyunda otlar biter.” cümlesinde sıfat yapmış ancak yapım eki olmamış.
4. – den hali (ayrılma / çıkma durumu)
Evden çıktı.” cümlesinde yer bildirmiş. “Akşamdan gidelim.” cümlesinde zaman bildirmiş. “Sıradan insanlardı onlar.” cümlesinde eklendiği sözcüğün anlamını değiştirerek sıfat yapmış ve yapım eki olmuş.
Ayrılma durum ekinin diğer ekler gibi farklı işlevleri vardır. Temel işlevi fiilin gösterdiği hareketin uzaklaştığı noktayı belirtmesidir: Güney Kore’den ayrıldı. Neden ifade eden kullanımları da oldukça yaygındır: Açlıktan bayıldı. Hoşlan-, nefret et-, şüphelen-, kork- gibi bazı fiiller -DAn ekli unsuru zorunlu olarak ister: Köpekten korktu.
Senden iyi arkadaş bulamam.” cümlesinde karşılaştırma bildirmiş. “Sıkıntıdan tırnaklarını yerdi.” cümlesinde neden bildirmiş. “Her taraf kağıttan uçaklarla doluydu.” cümlesinde bir şeyin neyden yapıldığını göstermiş.
Diğer yaygın bir kullanım alanı da karşılaştırma yapmada kullanılmasıdır: Patates soğandan pahalıdır. Sık olmasa da bazı durumlarda ilgi eki yerine kullanılır: Çocuklardan bazıları. Bir nesnenin neden yapıldığını belirtmek için de -DAn ekinden faydalanılır: tahtadan ev.
Birden ayağa fırladı.” cümlesinde durum bildirmiş. Bu tür örnekler çoğaltılabilir. Önemli olan, eklerin cümle içindeki anlamını kavramaktır.
5. Yalın hâli: Bu hâl eksizdir. Türkçede yalın durum için herhangi bir ek yoktur. Kelimelerin sözlükteki biçimleri yalın durumu gösterir. Yalın durum, cümlenin öznesi (Bebek uyudu.), belirtme durum eki almamış nesne (Kitap okudu.) veya bir nida (Ahmet!, Taksi!) şeklinde gerçekleşebilir.
ÖRN: Ahmet, ev, bulut, kalem, özlem, telif, mutluluk…
C. İYELİK EKLERİ:
Ad soylu sözcüklere gelerek varlığın kime ya da neye ait olduğunu belirten eklerdir. “İye” sözcüğünün anlamı “aitlik, sahiplik”tir. “İye”, “ait” ve “sahip” sözcükleri eş anlamlıdır.
Şu üç cümle aynı anlamı ifade eder:
Bu çantanın iyesi kim?
Bu çantanın sahibi kim?
Bu çanta kime ait?
NOT: “İyelik” sözcüğünün anlamı, günlük yaşamda kullanmadığımız için çabuk unutulur. İyelik eklerini öğrenmek için ya da akılda tutabilmek için öncelikle bu sözcüğün anlamını iyice öğrenmeliyiz. Şunu anlatmaya çalışıyorum: “iyelik” sözcüğünü gördüğümüzde, zihnimizde hemen “aitlik” ve “sahiplik” sözcükleri canlanmalıdır.
İyelik   =   aitlik   =   sahiplik
Türkçede üçü tekil ve üçü çoğul olmak üzere toplam altı tane kişi zamiri vardır: ben, sen, o (tekil); biz, siz, onlar (çoğul). Adlara getirilen iyelik ekleri, bu altı kişi zamirinden herhangi birine ait olma anlamı kazandırır.
Şimdi iyelik eklerini “kolye” sözcüğü üzerinde görelim:
kolye – m   (benim kolyem, kolye bana ait) – 1. tekil iyelik eki
kolye –   (senin kolyen, kolye sana ait) – 2. tekil iyelik eki
kolye – s – i   (onun kolyesi, kolye ona ait) – 3. tekil iyelik eki
kolye – miz   (bizim kolyemiz, kolye bize ait) – 1. çoğul iyelik eki
kolye – niz   (sizin kolyeniz, kolye size ait) – 2. çoğul iyelik eki
kolye – leri   (onların kolyeleri, kolye onlara ait) – 3. çoğul iyelik eki
Yukarıdaki örnekte kalın yazılan ekler, şahıslarına göre iyelik eklerini göstermektedir.
E. İLGİ EKİ: -IN,-İN,-UN,-ÜN
İlgi durumu, kurduğu ilişki açısından diğer durum eklerinden ayrılır. Yukarıda verilen durum ekleri isimleri fiile bağlarken ilgi durumu, ismi isme bağlamaktadır. İlgi durumuyla diğer bir isme bağlanan isim belirtili isim tamlamasını oluşturur: çocuğun oyuncağı, evin bahçesi, Ali’nin sırrı. İki ismin ilgi ekiyle birbirine bağlanmasında anlamsal nedenler etkilidir. Çocuk odası – çocuğun odası, çocuk bahçesi – çocuğun bahçesi gibi çiftlerde bu anlamsal etki görülür.
Bazı eserlerde, yukarıdaki durum kategorisine eşitlik, araç, yön durumları da dahil edilmektedir. Bu eklerin yapım eklerine yaklaştıkları unutulmamalıdır.

NOT: BİR İSİM BİRDEN FAZLA ÇEKİM EKİNİ ÜZERİNE ALABİLİR.
ÖRNEK: KALEM-LER-İM (BU ÖRNEKTE KALEM İSMİ HEM ÇOĞUL EKİ HEM DE İYELİK EKİ ALMIŞTIR.)
        ARABA-M-A     (BU ÖRNEKTE ARABA İSMİ HEM İYELİK EKİ HEM DE YÖNELME HAL EKİ ALMIŞTIR.)








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TÜRKÇE BAĞLAMA ÖGELERİ

Aralarında anlam ilgisi bulunan farklı cümleleri ya da kavramları birbirine bağlayarak tek bir yargı haline getiren sözcük ya da sözcük gruplarıdır. Bu sözcükler cümleleri birbirine sebep, amaç, destekleme, açıklama, örnekleme, özetleme vb. anlamlarla bağlarlar. Yaygın olarak kullanılan belli başlı bağlama ögeleri şunlardır: Bu nedenle, bundan dolayı, açıkçası, kısacası, sonuçta, öncelikle, bunun yanında, aynı zamanda, üstelik, çünkü, yoksa, artık, hatta… ÖRNEK: Bu kalemi yeni aldım üstelik çok da ucuzdu. Öğretmenimiz son yazılıyı yaptı, aynı zamanda sözlü notlarımızı da verdi. Dersin düzenini bozdu, bu nedenle ceza aldı. NOT:   Bazı bağlama ögeleri aynı anlama geldiklerinden birbirlerinin yerine kullanılabilir. Bu nedenle – bundan dolayı - bu yüzden bunun yanında – bununla birlikte, üstelik – hatta, bunun yanında – aynı zamanda, bundan böyle – artık…

Hayal Ürünü Belirten Cümleler (Kurgusal)

Yaşanması mümkün olmayan, tamamen zihnimizde canlandırdığımız olayları hayal ürünü olarak ifade ederiz. Köprü tam yıkılırken fil hortumuyla köprüyü havaya kaldırdı. Sabaha kadar bulutların üzerinde dolaşıp durdum. Dünya, Güneş’e seslendi. Küçük kız yıldızları heybesine topladı. Bulutlar pamuk giysilerini giymişlerdi. Minik fare kükredi. Kedi pırr diye uçuverdi Güneş çocuklara gülümsedi. Minik köpek kulağıma fısıldadı. Yıldızlar Ay ile dans ediyorlar.

YÖNLENDİRİCİ İFADELER

Cümledeki durumu, düşünceyi tersine çevirerek cümleleri birbirine bağlayan sözcüklerdir. En yaygın kullanılanları şunlardır: Ama, fakat, lakin, ancak, ne var ki, oysaki, halbuki, ya da, veya, rağmen, buna rağmen… ÖRNEK: Bu konuya çok çalıştım ama konuyu tam anlamadım. Yukarıdaki cümle iki parçalıdır. Birinci bölümünde cümle olumlu gelmiş, ikinci bölümde ise cümlenin anlamı olumsuz biçime dönmüştür. Bunu sağlayan sözcük ‘ama’ sözcüğü olmuştur. NOT: Yönlendirici ifadeler birbirlerinin yerine kullanılabilir. Bir cümlede ama, fakat, lakin, ne var ki gibi ifadeler birbirlerinin yerine konsa da cümlenin anlamı değişmez.